Sayfalar

16 Haziran 2010 Çarşamba

kayıp kuşaklar




bir kayıp kuşak edebiyatı da benden : kendi kuşağımdakiler elli yaşına yaklaştığı için çok paylaşımcı yaşamıyor, yanılıyor muyum?
herkesin önce cep, sonra cepken telaşı yüzünden, iş konuşulmuyorsa birbirini anlamadan dinlediği
kim kimi kimle muhabbetleri, " sen o kadardın, ben bukadardım" geyikleri dönen rakı sofralarından ibaret arkadaşlıklar.

kuşağımdan on yaş daha yaşlılar ise bizi ciddiye almadı, pre-özal kuşağı olarak iki arada bi derede kaldık. ne okuduğumuz kitaplar ilk defa okunuyordu, ne yaptığımız yorumlar ilk oluyordu.
bize öğretilen reçetelere baş kaldırdığımızda "dejenere" olmakla suçlanıyorduk.
kuşağımdan on yaş daha genç olanlar için hayat her zaman daha eğlenceli oldu.
onlar hayatın tadını kendileri için çıkarmayı bildiler. eksik veya fazla olan herşey yalnızca kendilerinindi. bireyciliğin dayanılmaz hafifliğini onlar öğretti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder