Sayfalar

30 Mayıs 2010 Pazar

sokağımız



  • yıllar önce sokağımızın başında bakımsız virane vakıf binalarında yaşayan kiracılar memur veya emekçiydi...restorasyonla birlikte onlar uzaklaştırıldı.
  • daha da önce sokağımızın öte başında odun pazarı bulunurdu, şimdiki evimizin yerinde eskiden mısır tarlası ve bostan vardı...evimizin altında hala bir bostan kuyusu durur.
    arka sokağımızda artık adı anılmayan bir yerli tekstil firmasının indirim mağazasının yerinde müzik ve televizyon yapımcısı bir firma IMAJ satıyor.
  • sokağımızın başındaki eski binaların restorasyonuyla birlikte sokağımızın trafiği de şişti, büyüdükçe büyüdü...sokağımız caddeleşti...artık bir tek yogun trafik olmayan gece saatleri kaldı.
  • sokağımızda yabancı markaların mağazaları açılırken sokağımızda dolaşan tinerciler
    ve işsiz, sahipsiz insanlar çoğaldı...


  • kızımı her sabah çocuk parkına götürürken bütün bu geçmiş yılların hesapsız yıkımı ve plansız yapılanmasıyla değişen kaldırımların üzerine basa basa yürüyorum.

29 Mayıs 2010 Cumartesi




YAŞAMAK TELAŞI

Hiç böyle ısınmamıştım;
Daldaki vişneye,
Vitrindeki aydınlığa,
Salça kokusuna mutfağımın,
Akan dereye, uçan buluta,
Hiç böyle ısınmamıştım yaşamaya.

EDIP CANSEVER

21 Mayıs 2010 Cuma

DILEKLER




belki şehre bir film gelir ,
diye başlar şarkı, umut doludur aslında en umutsuz anında...

belki bir kupa macı oynanır ,
şehirde işsiz, amaçsız, umutsuz, bol alkollü, az gollü bir stadyum dolusu insan mutludur, şehvetten başı döner umarsızlığın kollarında bir gün bir gece...

belki yeni bir anayasa yazılır,
bütün insanlara eşit iş, ev, sağlık ve sevgi dağıtılır...

belki bütün televizyon dizileri ve reklamlar yasaklanır,
ayaküstü kollektif rüya görmesin insanlar diye,
herkesi kendi hayalleri ve hedefleri olsun için...

belki bütün kitaplar evlerin kapısına bırakılır,
korsan yayınlara muhtaç bırakılmadan okusun herkes diye...

belki sokaklardaki arabalar azalır,
soluduğumuz hava temizlensin diye...

belki sırtımızı döndüğümüzde sistem tarafından bıcaklanmayız
belki "bir skandal olsun da gündem değişsin" demeyiz
belki bir gün politikacılardan biri dile düşerse onu da insanca karşılarız

20 Mayıs 2010 Perşembe

ADAM OLACAK ÇOCUĞA




Eğer,

bütün etrafındakiler panik içine düştüğü ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;

Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;

Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;

Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,
Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,
Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;

Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,

ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;

Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;

ve kaybedip yeniden başlayabilir
ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;

Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
işine yaramaya zorlayabilirsen

ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden
başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;

Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;

Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;
Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;
Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı, altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;

Yeryüzü ve üstündekiler senindir
Ve dahası

sen bir ADAM olursun oğlum...

Rudyard Kipling

10 Mayıs 2010 Pazartesi

kendini boşa harcama


Macbeth

'Kendini boşuna harcamış olur insan
Dilediğine erer de sevinç duymazsa.
Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi,
Yıkmakla kazandığın şey kuşkulu bir mutluluksa.'

William Shakespeare

9 Mayıs 2010 Pazar

CANIM ANNEM


Anneler Günü...ıslak, sıcak yumuşak ve şefkatli ne varsa hepsinin bolca söylendiği gün.
Herkesin annesi çok özeldir kendi çocuğuna.
İnsan annesinin tanıklığında geçmişiyle en yakın bağı onu kaybedene kadar geçmişle kurup kuracağı en canlı köprüsüdür.
Çocukluğumun" en güzel kadını" sokağa çıkarken biraz makyaj yapsa büyük zevk alırdım.
Konuştuğu , yaptığı, çalışkanlığı hem iş hem aile hayatında örnek olmuştur.
Yaşlandıkça birbirimizi hatalarımızla sevmeyi öğrendik.
Kendi tercihiyle İstanbul dışına yerleşirken, inancını ve fikirlerini yarıştırmadan yaşamayı seçen,
Atatürk'ün cenazesinin Etnoğrafya Müzesi'nden Anıt Kabir'e taşındığı Ankara sokaklarında gözü yaşlı binlerce lise öğrencisinden biridir "canım annem".

4 Mayıs 2010 Salı

KIRAN KIRANA



birbirine karşı kullanacak silahı kalmayınca insanların
başka insanları YEM yapıyor silahsızlanma adına
kıyasıya bir savaş
oysa inadına bahar
kan gövdeyi götürmesi gerekirken
masamızda beyaz kolalı örtü,
taze kahve ve kurabiyeler.


bütün gerçeklerin üstü örtülmüş...
insanın insana inancı kalmamış...
sevgiler yokolmuş...
bağırıyorum...
sesimi duymuyorum...
uyanıyorum