Sayfalar

9 Şubat 2010 Salı

kente dokunduk...


http://www.kayitdisi.org/
Kentten, dokudan bahsettik bütün gün. Dokunun her halinden konuşuldu, sinemadan ve Foucoult'tan...Dokunulmadık yerini bırakmadık kentin.
Ne Beşiktaş kaldı, ne Beyoğlu, ne Fatih. Bayrampaşa yılların ötesinde ortasında cezaeviyle planlanmış bir yerleşimdi. Giderek köylüleşen çocukluğumun başkenti Ankara, İstanbul'dan gidenlerle yoz betona dönüşen Bodrum, korunarak zor bela yaşatılan yoğun bakımdaki Safranbolu da nasibini aldı.
Bir de baktık masamızın üstunde hallaç pamuğu gibi atmışız kentleri : Kastamonu, Kayseri, Eskişehir. Varşova, Paris ve Floransa da konuşuldu haliyle, tasarım da konuşuldu, teknoloji de; insan eli değmiş her şeye dokunduk nihayetinde.
Cemre cemre düştü sözümüz havaya, suya, toprağa...ve insana ...
İnsanın insana köleliği şöyle dursun, istemezdik silah endüstrisine sermaye edilen inançlardan bahsetmeyi, ama yeri geldi Onur, Erdem, Haysiyet, Gurur söz aldı.
Öyle bir dokumalıyız ki, bu dokuda kenti kent yapan insan olsun: "Kendinden farklı olana karşı açılan savaşlar, ırkı, inancı, cinsiyeti yüzünden dışlanan insanlar bir daha olmasın"
Öyle bir dokuma üretmek olmalı ki amacımız, insan insanlığıyla gurur duysun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder