
http://leylanazli.blogspot.com/
Bir dal verdi sevdiğim
Üstünde sarı yapraklar
Yıl desen geçer gider
Sevdaysa yeni başlar
Bertolt Brecht
aklınabirşeygelirsekonuşmadanöncesusdüşünyazçiz



Yeryüzündeki bütün canlıları kurban etsek de
Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.
Orhan Veli


Benimse henüz televizyon renklenmeden önceki renkli çocukluğuma etiketliydi bu resim.
Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar,
her gün aynı yoldan yürüyenler,
yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler,
giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler,
tanımadıklarıyla konuşmayanlar.
Ağır ağır ölür tutkudan ve duygulanımdan kaçanlar,
beyaz üzerinde siyahı tercih edenler,
gözleri ışıldatan ve esnemeyi gülümseyişe çeviren
ve yanlışlıklarla duygulanımların karşısında onarılmış
yüreği küt küt attıran bir demet duygu yerine
“i” harflerinin üzerine nokta koymayı yeğleyenler.
Ağır ağır ölür işlerinde ve sevdalarında mutsuz olup da
bu durumu tersine çevirmeyenler,
bir düşü gerçekleştirmek adına kesinlik yerine belirsizliğe kalkışmayanlar,
hayatlarında bir kez bile mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler.
Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar,
okumayanlar,
müzik dinlemeyenler,
gönlünde incelik barındırmayanlar.
Ağır ağır ölür özsaygılarını ağır ağır yok edenler,
kendilerine yardım edilmesine izin vermeyenler,
ne kadar şanssız oldukları
ve sürekli yağan yağmur hakkında bütün hayatlarınca yakınanlar,
daha bir işe koyulmadan o işten el çekenler,
bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar,
bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar.
Deneyelim ve kaçınalım küçük dozdaki ölümlerden,
anımsayalım her zaman:
yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten çok daha büyük bir çabayı gerektirir.
Yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına.
Pablo Neruda
Çeviren: İsmail Aksoy
http://www.facebook.com/pages/

66. Sone
Shakespeare
Çeviri: Can Yücel
Şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir
Şu dünyadaki en bilge kişi kendini bilendir
Şu dünyadaki en olgun kişi acıya gülendir
Bütün dünya buna inansa, bir inansa
Hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa
Uzansak sonsuza
Şu dünyadaki en soylu kişi insafa gelendir
Şu dünyadaki en zengin kişi gönül fethedendir
Şu dünyadaki en üstün kişi insanı sevendir
Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir


Birey sisteme yararlı olmuyorsa sistem de ona yaramaz,













1982 yazında ilk kez İstanbul Festivali kapsamında, "Sanatlar ve Sinema" temalı altı filmin gösterildiği bir "film haftası" olarak başlayan Uluslararası İstanbul Film Festivali çok aşama katetti;
Şişli Kent Sineması'nda ( bir de Kızıltoprak Kent vardı çünkü) Visconti'nin "Masumlar" filmini izlemek muhteşem bir heyecandı.
Valikonağı'ndaki Konak Sineması gibi artık halkın unuttuğu kaliteli salonlarında izlenen Bertolucci'nin " Ay" filmi,
Kanada yapımı "Diva" bugünün teknolojisiyle sinema sanatını tanıyıp sevenlere anlatılamayacak türde birer şölendi.
Daha sonraki yıllarda öğle tatilini uzatarak gişeden iade bilet bulup izlenen bir Derek Jarman var unutulmazlar arasında:"Caravaggio"